Stresten kemik kırılır mı ?

Iclal

Global Mod
Global Mod
**Stresten Kemik Kırılır Mı? Bir Hikaye Üzerinden Düşünceler**

Herkese merhaba! Geçen gün bir arkadaşım bana "Stresten kemik kırılır mı?" diye bir soru sordu. Benim de aklım karıştı açıkçası; yani strese bağlı kemik kırılabileceğini hiç düşünmemiştim. Ama sonra, bana bu soruyu sorduktan sonra günlerce üzerinde düşündüm ve farklı bakış açılarıyla olayı anlamaya çalıştım. Sonra düşündüm ki, bu konuda en iyi şekilde anlatabileceğim şey bir hikaye olurdu. Çünkü bazen bilimsel bir açıklama yerine, yaşanmış bir deneyim üzerinden daha iyi anlayabiliyoruz. O yüzden hikayemi paylaşmak istiyorum.

**Hikayenin Başlangıcı: Hayatın Stresi ve Bir Tesadüf**

Bir zamanlar büyük bir şehirde, kasvetli bir ofiste, stresin en yoğun olduğu günlerin birinde, iş arkadaşım Selim ile karşılaştım. Selim, işinde oldukça başarılı, hedef odaklı bir adamdı. Ama son zamanlarda bir şeyler ters gitmeye başlamıştı. İş yerindeki baskılar, ailesindeki problemler derken, her şeyin yükü Selim’in omuzlarına biniyordu. Hatta bir sabah, ofiste şiddetli bir baş ağrısıyla gelmişti.

O gün işler çok yoğundu, herkes çılgınca çalışıyordu. Selim de yine bilgisayarının başında, saatlerce mesai yapıyordu. Bir süre sonra ona ne olduğunu sormak istedim. Gözleri cansız, parmakları klavyeye tıkır tıkır vuruyordu. "Selim, iyi misin?" diye sordum. Gözlerini kaldırıp bana bakarken, gülümsedi ama o gülümseme samimi değildi. "Her şey yolunda," dedi, ama sesindeki hüzünle bunu desteklemiyordu.

Bir kaç hafta sonra, o sabah ofise gittiğimde Selim’i çok farklı buldum. Yüzü bembeyaz, elleri titriyordu. Hemen yanına gittim ve “Selim, ne oldu? Bir şey mi oldu?” diye sordum. O ise bana çok tuhaf bir şey söyledi: “Sanırım bir şey yanlış gidiyor. Gece yatağımda sağ kolumu kıpırdatamadım. Bir ağrı vardı ama ne olduğunu anlayamadım.”

İlk başta bu durumu iş stresine bağlı düşündüm. Ama birkaç gün içinde bu ağrı o kadar kötüleşti ki, Selim soluğu hastanede aldı. Doktorun yaptığı tetkikler sonucunda, Selim’in kemiklerinde ciddi bir zayıflama olduğunu öğrendik. İşin ilginç yanı, bu zayıflamanın aslında uzun süredir devam eden stresin bir sonucu olduğu ortaya çıktı.

**Erkeklerin Çözüm Odaklı ve Stratejik Yaklaşımı: Hedefe Odaklanmak**

Selim’i hastanede ziyaret ettiğimde, odanın köşesinde bir şey fark ettim. Yatakta sırtı duvara dayalı şekilde oturmuş ve bir yandan da telefonunda bir şeyler okuyor. Yüzünde, “Bunu aşarım” tarzı bir ifade vardı. Hemen yanına oturup, nasıl hissettiğini sordum.

“Yani, stresin gerçekten vücudumda nasıl bir etki yaptığını görmem çok korkutucu. Ama sanırım yapabileceğim bir şeyler var. Dinlenmem lazım, daha fazla su içmeliyim, birkaç yeni egzersiz programı araştıracağım…” diyerek başladı. Selim’in yaklaşımı gayet mantıklıydı. Hemen çözüm arayışına girmişti, analitik düşünme becerisiyle süreci hızla planlamaya koyuldu. Erkeklerin bu tarz hedef odaklı ve çözüm bulmaya yönelik yaklaşımları, genelde en hızlı sonuçları verebilecek şekilde işe yarar.

Fakat ben, biraz daha sakin ve sabırlı bir yaklaşımı benimsemeyi tercih ediyordum.

**Kadınların Empatik ve İlişki Odaklı Yaklaşımı: Duygusal Destek**

Günler geçtikçe, Selim’in yalnız olmadığını hissetmesi gerektiğini düşündüm. Stresin, sadece vücutta fiziksel bir etkisi değil, aynı zamanda ruhsal etkileri de var. O yüzden, bir akşam iş çıkışı Selim’in yanına gitmeye karar verdim. Onu yalnız bırakmak istemedim, çünkü yalnız kaldığında strese daha çok gömüleceğini biliyordum.

Hikayemi paylaşmaya başladım: “Bir arkadaşım vardı, tıpkı senin gibi stresli bir işte çalışıyordu. Ama ne zaman bir çıkmazda hissetse, etrafındaki insanlardan aldığı destek onu yeniden ayağa kaldırıyordu. Kendini daha iyi hissediyordu çünkü sadece fiziksel değil, duygusal açıdan da toparlanmaya ihtiyaç vardı.”

Bu söylediklerim, Selim’in gözlerinde bir farkındalık uyandırmış gibiydi. “Evet, çok doğru,” dedi. “Ben sadece işime odaklandım, ama sanırım etrafımdaki insanlarla bu kadar ilgilenmedim. Beni anlayacak birilerine ihtiyacım var.” O an, hem fiziksel hem de duygusal iyileşmenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha fark ettim. Kadınların daha çok empatik yaklaşımlar sergileyerek, stresin sosyal boyutlarına dikkat çekmeleri, insanları hem fiziksel hem de ruhsal olarak iyileştirebilir.

**Hikayenin Sonu: Stresin Farkında Olmak ve Toparlanmak**

Birkaç hafta sonra Selim, tüm stresin bedenindeki etkilerini fark etti ve daha sağlıklı bir yaşam tarzına adım attı. Egzersiz yapmaya, daha fazla su içmeye ve iş dışında kendine zaman ayırmaya başladı. İşe de daha esnek bir yaklaşım sergileyerek, baskı altında daha fazla rahatladı. Her ne kadar erkeklerin analitik yaklaşımı çözüm bulmada etkili olsa da, kadınların empatik bakış açısının da bir o kadar etkili olduğunu gördü. O zaman anladım ki, stresin etkileri sadece vücudu değil, aynı zamanda ilişkileri de şekillendiriyor.

**Sizce, stresin fiziksel etkileri üzerine daha çok çözüm odaklı bir yaklaşım mı yoksa daha çok duygusal destek sağlayan bir yaklaşım mı daha etkili olur?**